Aşk,
Tası tarağı toplayıp, gitmiş yüreğimizden.
Birbirimize inançlarımız,
Heyecanlarımız,
Gün geçtikçe kaybolmakta...
Uzaklaştık birbirimizden...
Şimdi,
Yeniden başlamak.
Eski günlere yenibaştan dönmek,
Boşuna...
Kırılan bir cam bardağını
Ne kadar eski haline getirebilirsin?
Saksıdaki bir çiçek,
Dayanabilir mi,
Uzun zaman susuzluğa ?
İçimizdek ateş sönmüşken,
Nasıl yanar bir daha?
Gel,
Unutalım bütün olanları...
İçimiz titremeden,
İçimiz sızlamadan,
İçimiz yanmadan,
Kahrolmadan..
Acıları geçmişe bırakalım.
Unutalım bütün olanları...
Düşün ki,
Ben seni öyle, ölesiye sevmedim.
O,
Altı dokuzluk vesikalık resmini
Kara kalem portreni çizmek için istedim.
Ya da,
Unutmuşum,
Cebimde kalmış..
Şimdiki bu kör kütük sarhoşluğuma bakma sen..
Önemseme..
Aldırış bile etme..
Nedenini sorma sakın..
Ben seni tanımadan önce de
Böyle çok içerdim.
Tut ki,
Fuar kapısında,
Her iş çıkışlarında,
Seni beklemedim.
Kim bilir ?
Belki sevgi otobüsleri gelecekti o durağa
Binip gidecektim.
Bir daha dönmeyecektim geriye ?
Düşün ki,
Dilimizden düşürmediğimiz şarkımızı
Kucağında dinlerkenn..
Ben ağlamadım...
Gözlerime toz kaçtı,
Delicesine esen imbat rüzgarlarından...
Sen beni hiç çağırmadın
Şimşekler çakan,
Korktuğun karanlık gecelerine
Ve
O gecelerde
Bir bebek gibi sarılmadın bana..
Ellerimi sıkı sıkı tutmadın...
Kısa ayrılıklar sonrası
Binbir özlemlerle,
Hasretlerle yüklüyken...
Ben,
Elimde çiçeklerle
Sana hiç gelmedim.
Doyasıya öpmedim dudaklarından.
Çıldırasıya sevişmedik sabahlara kadar.
Hem de hiç.
Bütün yaşadıklarımız
Bütün olanlar..
Bir yıldız kümesiydi..
Gök yüzünden kayan..
Bir rüyaydı
Onca yaşadıklarımız...
Çoktan sabah oldu
Uyan.